بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٥٣

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ فُرُشٍۭ بَطَآئِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍۚ وَجَنَى ٱلْجَنَّتَيْنِ دَانٍ ٥٤

Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır.

– Diyanet İşleri

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٥٥

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

فِيهِنَّ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَآنٌّ ٥٦

Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.

– Diyanet İşleri

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٥٧

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

كَأَنَّهُنَّ ٱلْيَاقُوتُ وَٱلْمَرْجَانُ ٥٨

Onlar sanki yakut ve mercandır.

– Diyanet İşleri

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٥٩

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

هَلْ جَزَآءُ ٱلْإِحْسَٰنِ إِلَّا ٱلْإِحْسَٰنُ ٦٠

İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.

– Diyanet İşleri

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٦١

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

وَمِن دُونِهِمَا جَنَّتَانِ ٦٢

Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır.

– Diyanet İşleri

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ٦٣

O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu